Edebiyat-Siyaset / Gökhan Bozkuş
“Derviş Yunus bu sözü Eğri büğrü söyleme Seni sigaya çeker Bir Molla Kasım gelir” diyen Yunus Emre’den çok önce, belki de ilk şiiri yazan ozandan günümüze edebiyatçıların hiyerarşik güçlerin baskılarına…
“Derviş Yunus bu sözü Eğri büğrü söyleme Seni sigaya çeker Bir Molla Kasım gelir” diyen Yunus Emre’den çok önce, belki de ilk şiiri yazan ozandan günümüze edebiyatçıların hiyerarşik güçlerin baskılarına…
Annem, sırtlarımıza çantalarımızı taktı ve birer bazlama sıkıştırdı yanımıza, “Acıkırsanız yiyin!” dedi uğurlarken bizi. Henüz on yaşındayız, bir metre kara rağmen mutlu ve heyecanlıyız... Abimin kara lastiği yırtıktı ve poşetle…
Hiç çocuk sahibi olamamış ancak tüm yeğenleri tarafından anne olarak görülmüş, yeğenlerinin çocuklarının babaanne ve anneannesi teyzemin, eşi 1992 yılında vefat edince dört duvar arasında yapayalnız kalmıştı. Hem işlerinde yardımcı…
Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan mavi göklere doğru yükselirken, son kez baktım İstanbul’a. Dönüşü meçhul bir gidişin hüznüyle el salladım son kez. Tam on yedi yıl yaşadığım bu şehirde, bütün anılarım gözümün…
Ayakkabına taş parçası girse yürüyemezsin. Birkaç adım sonra ne yapar eder o bulgur tanesi kadar taşa tahammül edemez, çıkarırsın onu oradan. Rahatsız eder seni çünkü. Dişlerinin arasına sıkışsa kıl…
Edebiyatımızda, günlük türü adına gururla anacağımız bir isim varsa o da Salah Birsel’dir. Ömrünü kaleme adamış ve yazarlığın hakkını vermiş biri olarak, kendisiyle ne kadar gurur duysak azdır. Tanpınar, Cemil…
Çocuk cıvıltılarının arasından geçiyorum, taşlı yolları arşınlıyorum. Bu sokaklardan daha önce çok geçtim ama her seferinde ayrı bir şevkle yürüyorum, çünkü sana geliyorum yani kendime. Adres sormadan adımlıyorum, nereye gitsem…
Başını yasladı cam kenarındaki koltuğa. Otobüsten dışarıyı izliyordu. Yeşil bir otobüsün içinde yemyeşil ağaçlara baka baka daldı derinlere. Kulağında bir kulaklık, türkü dinliyordu. Hirai Zerdüş, Leyla Leyla diyordu. Ey…
Yığınla sözcük var kafamda dönen. Ama bir şekle bürünüp, renge boyanmadığından dökülmüyorlar satırlara. Anlamsız ve karmaşık halde uçuşuyorlar etrafımda. Küçücük bir sesle bin bir hal alıyor bir anda. Bir şekle…
Cam kenarında elektrikli bir kazan dururdu. Orada şekerli yemişler kavrulur, bütün sokak susamların, çerezlerin kokusu ile dolardı. Çerezci eline tahta bir kaşık alır, kazanın dibine yapışan bademleri, fıstıkları, fındıkları,…
Ortada kalırsa bu yetimlik zehrolur, Bir kadim dosta uğrar ne mukaddes şehrolur. Saklambaç oynardık önceden; biri saklanır, diğeri bulurdu. Bazen uzun sürerdi birini bulmak, en heyecanlı yerinde birden canımız sıkılırdı.…
Bu yazıda sanat ne içindir, sanat sanat için midir , sanat toplum için midir gibi bir konuya girmeyeceğim. Biraz edebiyat biraz sinema yolculuğu yaparak sanatçının istese de istemese de…
https://www.youtube.com/watch?v=gV5rnXU62jM Duyarsın bazen.... Kimsenin işitmediği ve işitmeyeceği sesleri. Kulakların değil de gözlerin duyar sadece. Uzanır, tını tını o naif sesler sana.Bazen eski, terk edilmiş harap bir binadan gelir, bazen de…
Geceye yürüyor zaman. Şerifini düşünüyor. Uzaklardan bozlak bir türkü: Açma yaram derindedir…
Kaçıncı kez tırmandım bu taş merdivenleri bilmem? Ne çok hüzünlü adımlaaşınıp çökmüş omuzları? Ve takiben el ele tutuşup, karşılıklı dizilmiş servilerin başeğerek buyur ettiği taş yol.Ne tarafa baksam renk renk…
İki Anne Binler Hicran Gördün mü iki anneyi? Duydun mu kahreden acıyı? Hissettin mi haklı olmanın yüceliğini? Anladın mı kalbe dokunan ateşin dünyaları yakan ateşlerden daha kavurucu olduğunu? Bildin mi…
Yıllar var ki görmüyorsun gördüklerimi.Ne televizyon var odanda ne telefon ne de başka bir şey. Arada ziyarete gelenlerle alıyorsun haberleri. Gözlerin ve gözlerimi alsak ve koysak diyorum hipodrumun orta yerine…
Tolstoy hemen işe başlamaya inanırdı: “Her zaman sabah yazarım. Yakın zamanda Rousseau’nun da sabah kalkıp kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra işe giriştiğini öğrendiğimde sevindim. Sabahları insanın zihni bilhassa canlıdır. En…
“Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil.”Kelimeler dilimin ucunda can çekişiyor. Bir açabilsem dudaklarımı, bunu bir kez yapabilsem onlarkanatlanıp uçacak, belki de kendilerine uygun bir anlayış bulacak ve rahatlayacaklar. Bundan…