Gözlerinden sevinç boşalıyordu insanların
Hamd, koro halinde yırtıyordu semayı
Krizantemler yeşeriyordu bir mevsimin ilk ayı
Kâşanenin dört köşesinde
Bir bahar günüydü herhalde.
Gök ehli gülüyordu için için
Şehrayinler tertiplendi “levlake levlak” için.
&&&
Ben müşfik bir dost ararken canım sen,
Abdullah’ın çatısız evinden
Öksüzlüğü bilemeden, semaya bakarken
Ela gözlerinde yıldızlar şehralaşıyordu
Ülker, Zühre el sallıyordu sana maveradan
Erguvanlar engin bir ay gibiydiler yanaklarında
Ulaşamıyordum
Aç bir tebessüm kalıyordu, dudaklarımda.
&&&
Zaman bir bukağı, günahlar hamulem
Su cılız yüreğimde rahmet ismin tek şulem.
&&&
Önce senin rayihan geldi,
Sonra sen geldin Ey Nebi!
Bu, dekorsuz kum çölüne.
Çünkü derler ya hani
“Gül koklanmaz gül üstüne”
&&&
Çocuksu bir sevda kapladı yüreğimizi
Sim u zer ile doldurdun şu fukara eteğimizi.
Aşkımız boy attı, sevgili göğüslerinde
Ve, yeşerdi çiçek açtı, sevda öpüşlerinde.
&&&
Geç kalmış ağıtlara da
Layık değildin sen Ey Nebi!
Senin ağıtın taa
Duyulmalıydı devr-i Adem’den.
Bu ıstırap gayyasında
Fecir ne zaman doğar?
Yetiş Ey Nebi yetiş!
Cemiyet bir Isparta
Ama en gürbüz çocuğu boğar.
Ve, doğar elbet, bu son şafak da doğar.
bayıldım çok güzel olmuş başarılarının devamını dileriz